Kredi Masrafının İadesi İçin Hakem Heyetine Başvuru Dilekçesi

……. Kaymakanlığı
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na

Şikayet Eden              :İsim- Soy isim – TC numarası
Adres                          : (Bu kısma iletişim adresi yazılacak)
Karşı Taraf                  : (Bu kısma muhatap banka yazılacak)
Adres                          :
Şikayet Konusu          :Kredi Dosya Masrafının iadesi talebidir.
Açıklamalar                :
……… Bankasın ….. şubesinden …/…/… tarihinde tüketici kredisi çekmiş bulunmaktayım. Çekmiş olduğum tüketici kredisinin bağlı olduğu …………. Nolu hesabımdan, kredi kullanmam nedeni ile ….. TL kredi masrafı kesilmiştir. Tarafımdan kesilen …………. TL kredi masrafının iadesi için banka ile yaptığım görüşmelerden olumlu bir cevap alamadım.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun ilgili maddeleri gereğince bankanın tarafımdan tüketici kredinin kullanılması nedeni ile kredi masrafı alamayacağı açıktır. Bu durum Yargıtay tarafından verilen kararlar ile de sabittir. Bu nedenle bankanın tarafımdan kredi masrafı adı altında kesinti yapması hukuka uygun değildir.
Sonuç                     : Yukarıda belirtmiş olduğum ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle, tarafımdan kredi masrafı adı altında kesilen  … TL kredi masrafının yasal faizi ile birlikte tarafıma iade edilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ederim. (Tarih)
İsim
İmza


Eki: Kredi masrafının kesildiğini gösterir dekont yada ödeme planı

Kimlik Bilgileri Kullanılarak Açılan Sahte GSM Aboneliği İçin Savcılığa Şikayet Dilekçesi

....... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

Şikayet Eden              : İsim Soy isim T.C.
Adres                           : ... Mah. 70042 Sokak No:12 ... İSTANBUL
Şikayet Konusu          : Kimlik bilgilerimin kullanılarak adıma sahte GSM
                                    hattı açılması
Açıklamalar                :
Kimlik bilgilerimin kullanılarak adıma sahte olarak GSM abonelikleri başlatıldığını harici olarak  öğrenmiş bulunmaktayım. (Eğer var ise, bu aboneliklerden dolayı aleyhime icra takibi dahi başlatılmıştır.) Benim adıma açılmış olan 0 5.............. nolu telefon hattı kimlik bilgilerim iznim dışında kötü niyetli kişilerce kullanılarak sahte olarak açılmıştır. Ben bu şekilde bir telefon hattı açtırmadım ve kesinlikle kullanmadım. Adıma bu şekilde telefon hattı açılması işlemi nedeni ile mağdur ve borçlu duruma düştüm. Kimlik bilgilerim kullanılarak adıma sahte GSM aboneliği açılması ve bundan dolayı icra takibine düşmem nedeni ile mağdur olduğum için, sahte abonelik sözleşmesi düzenleyerek adıma hat açan kişilerden şikayetçiyim.
Talep                  : Yukarıda belirtmiş olduğum nedenlerle, kimlik bilgilerimi kullanarak adıma 0 5..... nolu hattı açarak mağduriyetime neden olan kişilerin tespit edilerek cezalandırılması için, haklarında gerekli soruşturma ve kovuşturmanın yapılmasına karar verilmesini saygılarımla yüce makamınızdan arz ederim. Tarih 
                                                                           Şikayetçi

                                                                                     

Takip Dayanaklarının Tebligata Eklenmemesi Nedeni İle Ödeme Emrinin İptali Dilekçe Örneği


İSTANBUL 15. İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

İcra Dosya No                       : İstanbul  3. İcra Müdürlüğü 2014/.... Esas
Davacı/ Borçlu                      : Ş..... S... TC:11111111111
                                             ........................ Üsküdar İSTANBUL 
Vekili                                   : Av. M......... K......... 
                                            ..................... Üsküdar İSTANBUL 
Davalı/Alacaklı                    : A......... Hizmetleri A.Ş.
                                            ...................... Maçka İSTANBUL
Vekili                                   : Av. Y..... K ..... Maçka İSTANBUL                                
Konu                                     : Takip dayanağı belgelerin Ödeme emri tebligatına eklenmemesi nedeni ile Ödeme emrinin iptali talebidir.
Tebliğ Tarihi                      : .../.../ 2014
Açıklamalar                       :

İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2014/ .... Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkilimiz aleyhine ilamsız icra takibi açılmıştır. Müvekkile gönderilen ödeme emrinde borcun kaynağı olarak ..... numaralı telefon numarası faturaları gösterilmiştir.
İcra İflas Kanununun 58 ve 61’nci maddelerinde takibin bir belgeye dayanması halinde belge aslının ya da alacaklı ya da yetkili temsilcisi tarafından onaylanmış bir suretinin de takibe eklenmesi ve bunların borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu usule uyulmaksızın yapılan tebligatlar usulsüz tebligattır ve bunların iptali icra mahkemesinden talep edilebilir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.05.2002 tarih, 2002/8982 Esas ve 2002/10223 Karar sayılı kararında “İİK’nun 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde belge aslı veya örneğinin eklenmesi ve ayrıca aynı kanunun 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine belge örneğinin eklenmesi gerekir. Takibin ilamsız olması bu duruma etkili değildir. Somut olayda ödeme emrine dayanak belge eklenmediğinden mercice ödeme emrinin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi isabetsizdir.” şeklinde  karar verilmiştir.
Yine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.02.2000 tarih, 2000/12-50 Esas ve 2000/47 Karar sayılı kararında, İİK 58/ 3 ve 61/1 maddeleri gereğince, takip belgeye dayanıyor ise, belgelerin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin gerekli olduğu, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı üzerindeki açıklamalardan, belgelerin tebliğ edilmediğinin anlaşılması halinde ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği hususu açıkça belirtilmiştir.
Bu açıklamalarımız ışığında, İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2014/.... Esas sayılı icra takip dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde, takibin dayanağının ......... numarasına ait dört adet faturadan kaynaklandığı belirtilmiş olmasına rağmen, takip dayanağı olarak belirtilen faturalar müvekkilime gönderilen ödeme emri tebligatına eklenmemiş ve müvekkilime tebliğ edilmemiştir.
İcra dosyasından müvekkilime gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde üzerinde ki açıklamada “ÖRNEK 7 ÖDEME EMRİ VARDIR” şeklinde açıklama bulunmaktadır. Görüldüğü üzere müvekkilime gönderilen ödeme emri tebligatında takip dayanağı belgelerin ekli olduğuna ya da müvekkilime tebliğ edildiğine dair hiçbir bilgi ya da beyan yer almamaktadır. Kanunun açık düzenlemesi karşısında usulsüz olarak yapılan bu tebligatın iptali gerekmektedir.
Deliller                       : İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2014/.... Esas sayılı icra takip dosyası
                                     ve bu dosyadan müvekkilime gönderilen ödeme emri ve tebligatı.
Sonuç                         : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle İstanbul 3. İcra müdürlüğünün 2014/.... Esas sayılı icra takip dosyasından müvekkilime gönderilen ödeme emri tebligatı usul ve kanunlara aykırı bir şekilde tebliğ edildiğinden, söz konusu icra dosyasından müvekkilime gönderilen ödeme emrinin iptaline ve takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımız ile arz talep ederiz. .../.../2014

                                                                                                                                                             Davacı Vekili
                                                                                                                                                     Av. 


Aylıktan Kesme Disiplin Cezasına Karşı İptal Davası Dilekçe Örneği

………..  İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
                                                                                                      
Yürütmenin Durdurulması  Taleplidir. 
Davacı                                   : İsim Soy isim ve T.C. yazılacak 
Adresi                        : İkamet Adresi yazılacak
Vekili                         :
Adresi                        :
Davalı                                    : İsim Soy isim T.C. yazılacak
Adresi                        :
Tebliğ Tarihi             :
Davanın Konusu       : 
….. Kurumunda ….. olarak görev yapmakta iken  657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’nci maddesinin (c) fıkrasına göre 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin  .../.../… tarih ve  ….….. sayılı işlemin, uygulanması neticesinde telafisi güç zararlar meydana çıkacağı için öncelikle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesi gereğince Yürütmesinin Durdurulmasına, söz konusu işlem nedeni ile uğradığım zararın yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsil edilmesine ve usul ve yasaya aykırı işlemin İPTALİNE karar verilmesi istemidir.
Açıklamalar              :
 … Kurumunda ... (Bu kısma çalışılan kurum ve görev yazılacaktır.) olarak görev yapmaktayım. Görevimin gereklerini kanun ve usullere uygun olarak ve büyük bir özveri içerisinde severek yerine getirmekteyim. Sicil dosyamın incelenmesi halinde görüleceği üzere sicil notlarımda gayet yüksek olup, her hangi bir cezam da mevcut değildir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesinde aylıktan kesme cezasının hangi hallerde uygulanacağı düzenlemiştir. Buna göre 125’inci maddenin (c) fıkrasında, “a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,
b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,
d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,
e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,
g) İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terk etmek,
h) Toplu müracaat veya şikayet etmek,
ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
j) Yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak.” Fiilve eylemlerinin yapılması halinde bu eylemi işleyenlerin aylıklarının 1/30-1/8 arasında kesinti yapılacağı hükmüne yer verilmektedir.

Davalı idarece üzerime atılı disiplin suçu sabit değildir. Gerçekleşmemiştir.
Soruşturma usulüne göre yapılmamıştır.
Soruşturmada gösterdiğim tanıklar dinlenmemiştir.
Savunmam alınmamıştır.
Geçmiş sicillerim diğer hususlar değerlendirilerek bir alt ceza husus görüşülmemiştir.
(Başka nedenler varsa bu kısma ayrıntılı olarak yazılabilir.)
Belirtilen nedenlerle tarafıma uygulana aylıktan kesme disiplin cezası usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı kurumun dava konusu işleminin iptali için mahkemenize müracaat etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
Hukuki Deliller         : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri,
Deliller                       : Davalı kurumun .. sayılı …/… tarihli işlemi, bilirkişi ... vs. tüm yasal deliller.

Talep                          :Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, davalı … kurumunda …. Görevinde iken, dava konusu …./…/… tarih ve  …. Sayılı işlemi ile tarafıma uygulana aylıkten parar kesme disiplin cezasının uygulanmasının öncelikle telafisi güç zararların önlenmesi açısından Yürütmesinin Durdurulmasına, uğramış olduğum zararların davalı kurumdan yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek tarafıma ödenmesine, usul ve yasaya aykırı olan dava konusu işlemin İPTALİNE, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kurum üzerine yükletilmesine karar verilmesini saygılarımız ile arz ve talep ederiz.

Tarih
İsim Soy isim TC
İmza

Ekler               1- Dava konusu …/…/… tarih ve sayılı işlem
             2- Başvuru dilekçeleri ve kurumca verilen cevaplar
             3-Diğer belgeler var ise buraya yazılabilir

            4-Emsal kararlar sunulabilir

Ev İçin İnşaat ve Tadilat Ruhsatı Müracaat Dilekçesi

                                         BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
                                                                                 ……


……….. ili …. İlçesi  ………….  mahallesi, ……… ada ….... parsel de bulunan müstakil evimde inşaat-tadilat-müştemilat yapacağımdan dolayı, söz konusu inşaat-tadilat ruhsatının tarafıma verilmesini hususunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.


                                                                                                                      01/01//2014(Tarih)
                                            
                                                                                                                        Adı Soyadı T.C.


Adres:

Ek: Bir adet tapu fotokopisi ektedir.

    

Naklen Atama İşlemine Karşı Dava Dilekçesi Örneği


………..  İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
                                                                                                      
Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

Davacı                        : İsim Soy isim ve T.C. yazılacak 
Adresi                        : İkamet Adresi yazılacak
Vekili                         :
Adresi                        :
Davalı                        : İsim Soy isim T.C. yazılacak
Tebliğ Tarihi             :
Davanın Konusu       : 
……..  görevinden …… görevine atanmama ilişkin  …/…/... tarih ve  ….….. sayılı işlemin öncelikle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ilgili maddeleri gereğince telafisi güç zararların doğmaması için yürütmesinin durdurulmasına, usul ve yasaya aykırı olan bu işlemin iptali talebidir.
Açıklamalar              :
 ….. (Bu kısma çalışılan kurum ve görev yazılacaktır.) olarak görev yapmaktayım. Görevimin gereklerini kanun ve usullere uygun olarak ve büyük bir özveri içerisinde severek yerine getirmekteyim. Sicil dosyamın incelenmesi halinde görüleceği üzere sicil notlarımda gayet yüksek olup, her hangi bir cezam da mevcut değildir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76’ncı maddesinin birinci fıkrasında, “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68’inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmü yer almakta ise de bu hüküm ile memurların naklen atanmaları konusunda idarelere verilen takdir yetkisi sınırsız değildir. Bu naklen atamalarda hizmet gerekleri ile kamu yararı gözetilmek zorundadır. Şahsıma ilişkin yukarıda belirtilen sayılı yazı ile naklen atamamın yapılması işleminde hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınmamış, kamu yararı ve işlem gerekleri gözetilmemiştir. Belirtilen nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan işlemin iptalini sayın mahkemenizden talep etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
(Başka nedenler varsa bu kısma ayrıntılı olarak yazılabilir.)
Hukuki Deliller         : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri
Deliller                       : Davalı kurumun .. sayılı …/… tarihli işlemi, bilirkişi ... vs. tüm yasal deliller.

Talep                          :Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, ….. görevinden … görevine atanmama ilişkin  davalı kurumun .../.../… tarih ve  ….….. sayılı işlemin öncelikle telafisi güç zararların önlenmesi açısından Yürütmesinin Durdurulmasına, dava konusu işlem nedeni ile yoksun kalınacak zararlarımın yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline ve usul ve yasaya aykırı dava konusu işlemin İptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Tarih
İsim Soy isim TC
İmza

Ekler               1- Dava konusu …/…/… tarih ve sayılı işlem
             2- Başvuru dilekçeleri ve kurumca verilen cevaplar
             3-Diğer belgeler var ise buraya yazılabilir
            4-Emsal kararlar sunulabilir

Koruyucu Aile Hakkında Yasal Düzenlemler

Koruyucu ailenin açıklaması, başvuru ve kabul şartları ile ilgili bilgilendirmeler Koruyucu Aile Başvuru ve İstenilen Belgeler başlıklı yazımızda açıklanmıştır. Burada ise koruyucu aile hakkındaki yasal mevzuat düzenlemeleri incelenecektir.

Öncelikle Türk Medeni Kanunundaki düzenleme ile başlayalım.
Türk Medeni Kanununun 347'nci maddesi "Çocukların Yerleştirilmesi" başlığını taşımaktadır. Madde metni "Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. 
Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hakim aynı önlemleri alabilir. 
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır. 
Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır." şeklinde düzenlenmiştir. 
2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunundaki Düzenleme:
Sosyal Hizmetler Kanunun 23'üncü maddesi "Koruyucu Aile" başlığını taşımaktadır. 
Madde metni; "Mahkemece koruma kararı alınan korunmaya muhtaç çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi bu Kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu kadar Kurumun denetim ve gözetiminde bir "Koruyucu Aile" tarafından da yerine getirilebilir. Koruyucu aile, korunmaya muhtaç çocuğun bakımını ve yetiştirilmesini gönüllü olarak üstlenebileceği gibi,Kurumca tespit edilecek ve ödenecek bir ücret karşılığında da yapabilir. Koruyucu ailenin seçimine, çocukla ilgili sorumluluklarına, Kurumla olan ilişkilerine, hizmetin işleyişine ve aileye bu hizmeti karşılığı ödenecek ücrete ilişkin esaslar bir yönetmelikle düzenlenir" hükmünü içermektedir. 
633 Sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedeki Düzenleme:
Kanun Hükmünde Kararnamenin 2'nci maddesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Görevleri başlığı altında Koruyucu aile ve korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili görevleri sıralanmıştır. Bunlar:
"c) Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere, ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, çocuklara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.
d)Özürlülerin ve yaşlıların her türlü engel, ihmal ve dışlanmaya karşı toplumsal hayata ayrımcılığa uğramadan ve etkin biçimde katılmalarını sağlamak üzere, ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, özürlülere ve yaşlılara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak." şeklinde düzenleme içermektedir.
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Görevlerindeki Düzenleme:
Madde 8: "ç) Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunması ve sağlıklı gelişimi için gerekli önleyici ve telafi edici mekanizmaları oluşturmak ve uygulamaya koymak.
d)Geçici ya da sürekli olarak aile ortamından mahrum kalan veya yüksek yararı ailesinin yanında bulunmamayı gerektiren çocuklara, özel bakım ve koruma hizmeti sunmak.
ı) Evlat edindirme ve koruyucu aile hizmetlerini koordine etmek." şeklinde düzenleme içermektedir.
5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunundaki Düzenleme:
Çocuk Koruma Kanununun 5'inci maddesi "Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler" başlığını taşımaktadır. Bu madde düzenlemesine göre, "madde 5- (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;
c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine" şeklinde düzenleme içermektedir.

Yukarıda bahsedilen tüm düzenlemeler hukukumuzda çocukların korunmasına ve eğitim ve gelişmelerinin düzenli ve güvenli bir şekilde yerine getirilmesi için yapılan düzenlemelerdir. Bu düzenlemelerde bize göstermektedir ki, günümüzde korunmaya muhtaç çocukların bu durumlarından olabildiğince az etkilenmelerini sağlayacak düzenlemeler çok önemlidir.
Gönüllülük esasına göre ücretsiz olarak da yapılabilen koruyucu aile düzenlemesi bakıma muhtaç çocuklar için verilen en güzel desteklerden biridir.
Yukarıda saymış olduğumuz kanuni düzenlemelerin dışında bir de  Koruyucu Aile Yönetmeliği mevcuttur. Koruyucu aile ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler bu yönetmelikte yer almaktadır.

Koruyucu Aile Başvuru ve İstenilen Belgeler

Koruyucu Aile Nedir
Koruyucu Aile, çeşitli nedenlerden dolayı kendi aileleri yanında eğitimleri, bakımları ya da yetiştirilmelerinde sıkıntı olan, yani kendi ailesi yanında eğitimi verilemeyen, bakılamayan ya da yetiştirilemeyen, kişilere ücretli veya gönüllü olarak, kısa ya da uzun süreli olarak bu kişilerin bakım, eğitim ve yetiştirilmeleri için destek olan kişilere ya da ailelere verilen addır. Genellikle bu uygulama çocuklar için geçerlidir. Çünkü çocukların sosyal ve maddi yönden desteklenmesi onların iyi bir birey olarak yetiştirilmeleri ve eğitimlerinin verilmesi toplum olarak herkesin görevidir. Çocukların yeterli sevgi alabildikleri, ihtiyaçlarının düzenli olarak karşılandığı, sıcak bir aile ortamı içerisinde yetiştirilmeleri halinde sağlıklı birer birey oldukları bilimsel çalışmalar ile de kanıtlanmış bir olgudur. 
Koruyucu aile hizmetinde hedeflenen amaç, çocuk için sorunlu olan ve kendisini olumsuz yönde etkileyebilecek olan bir dönemde çocuğun bu dönemi zarar görmeden geçirilmesinin sağlanması ve normal olarak hayatına devam etmesinin sağlanmasıdır. 
Koruyucu aile hizmeti Devlet kontrolü altında verilmektedir. 
Hangi Çocuklar Koruyucu Aile Yanına Verilebilir:
1-Öz ailesi bulunan çocuklar
2-Öz ailesince bir süre bakılamayan çocuklar,
2-Çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şartını tümüyle kaybeden çocuklar,
4-Kız çocukları ve erkek Çocukları,
5-Özürlü olan çocuklar ve sağlıklı olan çocuklar,
6-Tek ya da kardeş olup, koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu meslek elemanları tarafından belirlenen çocuklar koruyucu aile hizmetinden faydalanabilirler.
Koruyucu aile Olmak İçin Başvuru Yeri:
Koruyucu aile olmak isteyen aileler, Aile ve Sosyal Politikalar İl/İlçe Müdürlüklerine müracaat etmelidirler. 
İstenilen Belgeler:
1-T.C. kimlik numarası beyanı,
2-Bir adet vesikalık fotoğraf,
3-Öğrenin durumunu gösterir belgenin onaylı örneği, 
4-İş, gelir ve sosyal güvenlik durumunu gösterir belgenin onaylı örneği,
5-Koruyucu aile olacak kişiler ve varsa birlikte yaşadığı kişilerden, çocuğun yüksek yararından hareketle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53'ncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile millete ve devlete karşı suçlar, topluma karşı suçlar, kişilere karşı suçlar ile uluslararası suçlardan ve çocuklara yönelik işlenen istismar suçlarından mahkum olmadığına dair adli belgesi, 
6-Varsa koruyucu aile birinci kademe, koruyucu aile ikinci kademe veya temel aile eğitimi, belgesi veya belgenin onaylı örneği, 
7- Koruyucu aile olacak kişiler ve varsa birlikte yaşadığı kişilerin, çocuğun bakımını, psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmadığını gösteren, Devlet ya da üniversite hastanelerinin ilgili bölümlerinden alınan doktor raporu, gerekli görülmesi halinde kişinin sağlığına, devam eden hastalığına veya bağımlılığına ilişkin rapor istenir. 
8-Kişilerin evli olması halinde aynı belgeler diğer eş içinde istenir. 

Terekeye Karşı Dava Açlması

Ölen kişinin tüm malvarlığına tereke denilmektedir. Terekeye mirasçılar iştirak halinde mülkiyet esasına göre sahip olurlar. Mirasçılar iştirak halinde mülkiyet esasına göre hak sahibi oldukları tereke hakkında bireysel olarak hareket edemezler.
Bir ya da bir kısım mirasçı, terekeye dahil olan bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendilerine düşen kısım için dava açarlarsa, böyle bir davanın reddedilmesi gerekmektedir. Çünkü bir ya da bir kısım mirasçıların iştirak halindeki pay üzerinde her hangi bir şekilde tasarrufta bulunma yetkileri bulunmamaktadır. Böyle bir dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından davaya diğer mirasçıların icazet vermesine yani katılmalarına olanak yoktur. Tere temsilcisi de yalnız bir mirasçının kendi payı için açtığı davaya icazet verip devam edemez. Bu şekildeki davaların tüm mirasçılar adına açılması ya da tüm mirasçılar tarafında açılması gerekmektedir. Çünkü buradaki dava arkadaşlığı, zorunlu dava arkadaşlığıdır.

Akde Aykırılık ve Fena Kullanma Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi Kime Açılır

Akde aykırılık ve fena kullanma nedeniyle açılacak olan tahliye davalarında davanın kime yöneltileceği konusuna açıklık getirelim. 
6570 Sayılı kanunun kapsamına giren yerler için, bu kanunun 12'nci maddesi gereğince sözleşmeye aykırılıktan dolayı açılacak olan tahliye davaları kiracı ya da fuzuli şagil hakkında birlikte açılabileceği gibi bunlardan sadece biri aleyhine de açılabilir. Bu davalarda kiracı ile fuzuli şagil hakkında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır bu nedenle ikisine karşı birlikte dava açma mecburiyeti söz konusu değildir. Eğer belirtilen nedenden dolayı kiracı hakkında tahliye davası açılacak ise, kiracıya öncesinde bir süreli ihtar tebliğ edilerek kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bunun sonuçsuz kalması şarttır. Yani bu ihtar üzerine kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun hale getirmemeli, akde aykırı davranışına devam etmelidir. Ancak fuzuli şagil hakkında açılacak tahliye davalarında bu şekilde bir ihtar tebliğine gerek yoktur. 
Akde aykırılık halinde kiralananın tahliyesinin talep edilebilmesi için öncesinde eski hale getirme konusunda kiracıya ihtar gönderilmesi zorunludur. Ancak bu zorunluluk fena kullanma halinde söz konusu değildir. Fena kullanma ile akde aykırılığın ayırıcı özelliği, ihtar ile eski hale getirilebilecek eylemler akde aykırılık, ihtar ile eski haline getirilmesi mümkün olmayan eylemler ise fena kullanma olarak kabul edilmektedir.  Kiracının, kiralananı fena kullanması halinde tahliye davası açılması için kiracıya belirtilen şekilde bir ihtar gönderilmesine gerek yoktur.

Davalı kimdir

Davalı kısaca, kendisi hakkında dava açılan yani aleyhine dava açılan kişidir. Davacı da olduğu gibi davalı da gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir. 
Davalının gerçek kişi olması halinde dava dilekçesine, davalının adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve ikamet adresi açık bir şekilde yazılmalıdır. Aleyhine dava açılan kişinin de hukuki ve fiili ehliyetinin bulunması gerekmektedir. Eğer davalı kişinin hukuki ehliyeti yok ise, onun adına davayı vasisi, kanuni temsilcisi ya da kayyımı yürütür. Küçüklerin haklarını velileri koruduğu için küçüğe karşı açılacak davalar küçüğe velayeten küçükle birlikte velisi aleyhine açılır. Dava sırasında küçüğün reşit hale gelmesi durumunda artık davayı kendisi yürütür. Ölü kişi aleyhine dava açılamaz.
Eğer davalı tüzel kişi ise, dava dilekçesine tüzel kişinin unvanı, açık adresi ve vergi numarası  ve tüzel kişinin yetkili organ ve temsilcilerinin adlarının açık bir şekilde yazılmalıdır. Yine tüzel kişinin kanuni temsilcisi var ise onlarında ad, soyad ve adreslerinin açık bir şekilde yazılması gereklidir. 

Davacı Kimdir

Davacı, davayı açan kişidir. Hakkı zarara uğrayan ve bu zararının giderilmesi için dava açan kişidir. Dava dilekçesi davacı tarafından imzalanır ve mahkemeye verilir. Davacı gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişide olabilir. Tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile davayı açarlar. 
Davacı gerçek kişi ise, adı, soyadı, yerleşim yeri ve T.C. kimlik numarasının dilekçede bulunması gerekir. Eğer gerçek kişi vekil aracılığı ile davayı açıyor ise, vekilin adı soyadı ve adresi ile T.C. kimlik numarasının yazılı olması gerekmektedir. Gerçek kişinin dava açabilmesi için öncelikle dava ehliyetinin bulunması gerekmektedir. Burada sözü edilen dava ehliyeti, kişinin hukuki ve fiil ehliyetinin bulunması anlamına gelmektedir. Eğer davayı açacak kişinin hukuki ehliyeti yok ise, onun yerine davayı vasisi, kayyumu ya da kanuni temsilcisi açar. Vesayet altındaki kişinin dava açabilmesi için vesayet makamından dava için izin alınması gerekmektedir. Davayı açacak kişi küçük ise onun adına davayı velisi yürütür. Ancak küçük ile veli arasında bir çıkar çatışmasının olması durumunda küçüğe de vasi atanabilir. Dava devam ederken küçük kişinin reşit olması halinde artık davayı reşit hale gelen küçük devam ettirebilir. 
Davacı tüzel kişi ise, tüzel kişinin unvanı, açık adresi ve vergi kimlik numarası açık bir şekilde yazılmalı ve tüzel kişiyi temsile yetkili olan organ ve temsilcilerinin adı ve adresleri ile T.C.kimlik numaraları açı ve anlaşılır bir şekilde dava dilekçesine yazılmalıdır. Tüzel kişilerde davalarını kanuni temsilcileri vasıtası ile açabilirler. Eğer kanuni temsilcileri varsa onlarında adı, soyadı, T.C. kimlik numaraları ve adresleri, açık bir şekilde dava dilekçesine yazılmalıdır. 

Limited Şirket Şube Kapanış Kararı


Limited şirketlerde aynı şehirde ya da başka şehirlerde açılmış olan şubelerini farklı nedenlerle kapatmaya karar verebilirler. Ayrıca merkezin kapanmasına karar verebilmek için de açık olan şubesi bulunmamaktadır. Şube kapanışı için için limited şirket genel kurulu tarafından şube kapanışına dair bir karar alınması zorunludur. Bu karar ile birlikte şubenin açılı bulunduğu sicil müdürlüğüne müracaat edilerek, kapanış kararının tescili talep edilir. Aşağıda bu işlemlerde kullanacağınız bir Limited şirket şube kapanış kararı bulunmaktadır. Dilerseniz bu kararı kendi tescil işlemlerinizde kullanabilirsiniz. 

LİMİTED ŞİRKET ŞUBE KAPANIŞ KARARI

Karar Tarihi   :
Karar No       :
Toplantıya katılanlar :

Şirketimiz genel kurulu .../.../... tarihinde şirket merkezinde toplanarak aşağıda belirtilen kararı oy birliği ile karar altına almıştır. 

............. Ticaret Sicili Müdürlüğünün ..... sicil numarasında kayıtlı bulunan ...... adresindeki ...... unvanlı şubenin kapatılmasına karar verilmiştir. 

İş bu kararın tescili ile Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. 

* Bu karar tüm ortaklar tarafından   imzalanacaktır.