Boşanma Davası Devam Ederken Taraflardan Birinin Kira Olan Ortak Konut İçin Tahliye Taahhüdü Vermesi Kusur Kabul Edilmektedir

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2023/5231

K. 2023/4846

T. 18.10.2023

DAVA : Taraflar arasındaki karşılılı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair istinaf itirazların esastan reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kısmen kabulüyle yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının reddine ilişkin kararın 19.01.2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların yeniden bir araya gelmediğini, kadının iddilarını kabul etmediklerini, karşı davada hukuki yarar bulunmadığını beyanla, fiili ayrılık sebebi ile tarafların boşanmalarına, kadının taleplerinin ve karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde, erkeğin daha önce reddedilerek kesinleşen boşanma davasında erkeğin kusurunun sabit olduğunu, ayrıca boşanma davasının reddinden sonra tarafların kiracı olarak birlikte oturdukları aile konutunun maliki olan ev sahibine erkeğin tahliye taahhüdü vererek ev sahibi aracılığı ile İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2016/7 Sayılı takip dosyası ile müvekkilini ve kızını evden çıkarttırdığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkek kusurlu olduğundan asıl davanın reddine, fiili ayrılık nedeniyle açtıkları karşı davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakasının üç yıl boyunca TÜFE oranında arttırılmasına, bu süre sonunda nafaka arttırım davası açma haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Karşıyaka 4. Aile Mahkemesi'nin 12.12.2017 tarih ve 2017/544 Esas 2017/846 Karar sayılı kararı ile davalı kadının boşanmayı gerektirecek bir kusurunun kanıtlanamadığı, davacı erkeğin ise başka bir kadın ile ilişkisinin olduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, davalı kadını küçük düşüren beyanlarda bulunduğu gerekçesi ile boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 19.01.2018 tarihinde kesinleştiği, asıl ve karşı davanın fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası olduğu, tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında görülen boşanma davasının reddinden sonra bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı, halen ayrı yaşadıkları, fiili ayrılığa sebep olan olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, eşine hakaret eden, küçük düşürücü davranışlarda bulunan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, kadının nafakanın üç yıl boyunca TÜFE oranında arttırılması talebinin reddine karar verilmiştir..

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kadının aynı sebebe dayalı açtığı karşı dava ile cevap dilekçesi ve karşı davasında aynı nedene dayalı nafaka ve tazminat talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığını, kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, miktarlarının ise fahiş olduğunu, aksi halde dahi miktarlarının indirilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, boşanma kararı hariç müvekkili lehine hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olmadığını, davacı erkeğin reddedilen boşanma davasında kusurlu bulunmasının yanında, boşanma davasından sonra müvekkilini mağdur etmek için oturdukları aile konutu ile ilgili ev sahibi ile anlaşarak icra yolu ile müvekkilini evden çıkarttırdığını, hakkaniyete uygun tazminat ve nafaka verilmesi gerektiğini, kararın bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminatın miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmış olmasının, kadının da aynı sebebe dayalı olarak karşı boşanma davası açmasına engel olmadığı, karşı dava açılabilmesi için davalar arasında bağlantı olmasının yeterli olduğu gibi kadının cevap dilekçesinde maddî, manevî tazminat ile nafaka istemiş olmasının da karşı dava açmasına engel olmadığı, erkek tarafından açılarak ve reddedilerek kesinleşen boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden, kadın aleyhine onu aşağılayacak şekilde facebook üzerinden paylaşımlarda ve onu küçük düşüren beyanlarda bulunan, fiili ayrılık döneminde ise, kiracı olarak oturulan ortak konut hakkında tahliye taahhüdü verip aleyhine takip başlatarak kadını ortak konutu tahliye etmeye zorlayan erkeğin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, gerek reddedilen ve kesinleşen boşanma davasında gerekse bu davada kadından kaynaklanan ispat edilmiş bir kusurun ise bulunmadığı, buna göre erkeğin karşı davanın kabulü ve kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı, kadının kusura esas alınan vakıalara ilişkin istinaf itirazının kabulüyle kusur gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, kusuru olmayan kadının düzenli ve sabit bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, kadın lehine yoksulluk nafakası takdir edilmesinin uygun olduğu, tarafların evli kaldıkları süre, ekonomik ve sosyal durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, kusur durumu dikkate alınarak takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu, indirilmesini yada arttırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının düşük ve hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesi ile kadının istinaf itirazının kusura esas alınan vakıa ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden kısmen kabulüne, kararın hüküm ve gerekçesinin düzeltilmesine ve bu konularda yeniden esas hakkında karar verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, kadın lehine 60.000,00TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili, kadının aynı sebebe dayalı açtığı karşı dava ile cevap dilekçesi ve karşı davasında aynı nedene dayalı nafaka ve tazminat talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığını, fiili ayrılık döneminde tahliye taahhüdü verilmesi ve icra takibi yapılması nedeni ile müvekkiline kusur izafe edilmesini kabul etmediklerini, kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, miktarlarının ise fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı karşılıklı açılan boşanma davalarından kadının karşı davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı, karşı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 Sayılı Kanun'un 4. maddesi, 6. maddesi, 132. maddesi, 166. maddesinin dördüncü fıkrası, 174. ve 175. maddesi; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. ve 194. maddesi, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370. ve 371. maddesi; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz başarılı bir şekilde yöneticilerimize iletilmiştir. Denetimden geçtikten sonra en kısa sürede ilgili yazımızın altında görüntüleyebilirsiniz.