Devlet Hastanesinde Çalışan Doktorun Kusurundan Dolayı Kurum Aleyhine Dava Açılmalıdır

YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 
Esas No: 2015/7793
Karar No: 2015/8514 
Karar Tarihi: 24.06.2015 

YARGITAY KARARI 

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi 
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/01/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 24/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 
Dava, tedavi hatası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat yönünden istem kısmen kabul edilmiş; karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 
Davacı, 2003 yılı başlarında davalı doktorun özel muayenehanesine gittiğini, muyaene sonrası ... Devlet Hastanesi'nde davalı tarafından tüp bağlaması ameliyatı yapıldığını, operasyon sonrası bir türlü iyileşemediğini, 2009 yılında ... Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalında yapılan muayenede rahim bölgesinde kitle tespit edildiğini, ameliyatla kitlenin alındığını,kitlenin daha önce operasyon sonrası unutulmuş bir bez parçasından oluştuğunu, kitle ile birlikte rahim ve yumurtalıklarının da alındığını belirterek davalı doktorun ihmalinden dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın davalı tarafından ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından yapılan ameliyat sonucu gazlı bezin kaldığının bilirkişi raporundan da anlaşıldığı, davacının manevi zararının olduğu belirtilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur.
Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. 
Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda, davacı ... Devlet Hastanesi'nde doktor olan davalı tarafından yapılan ameliyat sırasında rahiminde bez parçasının unutulduğunu, bez parçasının fark edilmemesi nedeniyle rahiminde kitle oluştuğunu, sebebinin ise davalının ihmali olduğunu iddia ettiğine göre, Anayasa'nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince adli yargı yerinde davalıya yönelik açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.

Mahkemece açıklanan yasal düzenleme gözetilerek, davalı doktor hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/06/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. 

KARŞI OY YAZISI Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 24/06/2015 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz başarılı bir şekilde yöneticilerimize iletilmiştir. Denetimden geçtikten sonra en kısa sürede ilgili yazımızın altında görüntüleyebilirsiniz.