İŞ KAZASI MALULİYET HESAPLAMALRINDA TRH 2010 YAŞAM TABLOSUNUN UYGULANMASINA DAİR YARGITAY KARARI

İş kazasından dolayı talep edilebilecek olan tazminat taleplerinde, TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması gerektiği artık Yargıtay Uygulama Birliği haline gelmiştir. Buna göre, Yargıtay içtihatlarındaki ortak gerekçeler aşağıdaki şekildedir. Sizde bu gerekçelerle PMF yaşam tablosuna göre hesaplanmış olan tazminatlarınızın yeniden hesaplanması talebinde bulunabilirsiniz.


İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:

1-                 Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre,  davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-                 Dava, iş kazası sebebiyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, bu tür davalar nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan davacı zararlarının giderilmesine ilişkindir.

Uygulamada, (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin kabulüne göre de; sigortalının veya hak sahibinin bakiye ömürlerinin tespiti noktasında 1931 tarihli “PMF (Population Masculine et  Feminine)” Fransız yaşam tablosundan yararlanılmakta ise de; Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin ortak çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 sayılı Genelgesiyle de ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir.

Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, Dairemizin kurum tarafından açılan rücu davalarında da istikrarlı bir şekilde uyguladığı üzere, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren, “TRH 2010” tablosunun iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklı maddi tazminat davalarında da bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınması gerektiği açıktır.

Eldeki davada, hükme esas alınan ve davacının ıslah dilekçesinin dayanağını oluşturan 22.01.2018 tarihli hesap raporunda yukarıda açıklamaların aksine bakiye ömrün tespitinde “TRH 2010” tablosu yerine, “PMF 1931” tablosu uygulanması hatalı olmuştur.

 Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacının maddi tazminatının hesabı noktasında hükme esas alınan ve davacının ıslahının dayanağını oluşturan 22.01.2018 tarihli hesap raporunda bakiye ömür tablosu olarak TRH 2010 tablosunu esas alarak davacının bakiye ömrünü belirlemek, bu hesap raporunda esas alınan bilinen (işlemiş) dönem sonu tarihini ve bakiye ömür tespiti haricindeki diğer verileri gözetmek, bu tarihten sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki değişiklikleri rapora yansıtmamak suretiyle davacının maddi tazminat alacağını belirletmek, davacının talebini de gözeterek maddi tazminat istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, hatalı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üyelerden Ahmet Yener'in muhalefetine karşı, Başkan Mustafa Taş, Üyeler Ali İnceman, Yılmaz Akıncı ve Şerafettin Özyürür'ün oyları ve oyçokluğuyla, 23.02.2021 gününde karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz başarılı bir şekilde yöneticilerimize iletilmiştir. Denetimden geçtikten sonra en kısa sürede ilgili yazımızın altında görüntüleyebilirsiniz.