Fazla çalışma ücretinin ispatı ve Emsal Kararlar
Fazla çalışma ücretinin ispatı sorunu hemen hemen her davada gündeme gelmektedir. Çoğu avukat arkadaşımız iş davasını her türlü işçi kazanır mantığı ile hareket edildiğinden bazen istenmeyen sonuçlar ile karşılaşmaktadırlar.
imzalı bordro olması halinde durum ne olacak ?
bordrolarda imza var ama imzalar işçiye ait değil ise ne olacak ?
bordrolarda imza var ama bordroda fazla çalışma ücreti tahakkuku yok ise ne olacak ?
bordrolarda imza var ve her bordroda sembolik olarak bir miktar fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirilmiş ise ne olacak ?
İşte tüm bu sorulara bu gün için iş hukuku alacak davalarına bakmakla görevli olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin
aşağıdaki emsal karar son noktayı koymaktadır.
YARGITAY 9. HUKUK
DAİRESİ
E. 2021/7105 - K.
2021/11870 - T. 15.9.2021
*
FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ( Bordrolarda Tahakkuk Bulunmasına Rağmen Bordroların
İmzasız Olması Halinde Varsa İlgili Dönem Banka ve Tüm Ödeme Kayıtlarının Celp
Edilmesi ve Ödendiği Tespit Edilen Miktarların Yapılan Hesaplamadan Mahsup
Edilmesi Gereği/İşveren Tarafından Dosyaya Davalı İşçiye Ait İmzalı ve Fazla
Mesai Tahakkuku İçeren ve İhtirazi Kayıtta Taşımayan Bordrolar Sunulmakla Fazla
Mesai Hesabı Yapılırken Bu Bordroların Ait Olduğu Aylar Fazla Mesai Hesabından
Dışlanması Gerekirken Bu Ödemelerin Fazla Mesai Hesabından Mahsubunun
İsabetsizliği )
*
İMZALI ÜCRET BORDROSU ( Fazla Çalışma Ücreti Ödendiği Anlaşılıyorsa İşçi
Tarafından Gerçekte Daha Fazla Çalışma Yaptığının İleri Sürülemeyeceği Ancak
İşçinin Fazla Çalışma Alacağının Daha Fazla Olduğu Yönündeki İhtirazi Kaydının
Bulunması Halinde Bordroda Görünenden Daha Fazla Çalışmanın İspatı Her Türlü
Delille Söz Konusu Olabileceği Buna Karşın Bordroların İmzalı ve İhtirazi
Kayıtsız Olması Durumunda Dahi İşçinin Geçerli Bir Yazılı Belge İle Bordroda
Yazılı Olandan Daha Fazla Çalışmayı Yazılı Delille İspatlaması Gerektiği )
*
YILLIK İZİN ( Davalının Son Ücret Bordrosu İle Yıllık İzin Ücreti Tahakkuku
Yapıldığı ve Bu Miktarın Davacının Ücreti Üzerinde Haciz Bulunduğundan İcra
Dairesine Yatırıldığını Savunduğu ve Buna İlişkin Bordro ve Ödeme Kayıtlarını
Dosyaya Sunduğu/Bu Durumda Bu Ödeme Araştırılarak Yıllık İzin Ücreti Hesabından
Ödemenin Mahsup Edilmesi Gerektiği )
*
DENİZ İŞ KANUNU KAPSAMINDA ÇALIŞMA ( Davacı Gemiadamının Sözleşme Dönemindeki
Çalışmasında Haftalık 72 Saati Geçen Kısım Var İse Fazla Mesai Ücretinin Ayrıca
Hesaplanıp Hüküm Altına Alınması Gerektiği - Fazla Çalışma Ücretinin %25 Zamlı
Hesaplanması Gerekirken %50 Zamlı Hesaplanmasının Hatalı Olduğu )
*
FAİZ ( Davacı Tarafından Kıdem Tazminatı ve İkramiye Dışındaki Alacaklara Yasal
Faiz Talep Edilmiş Olmasına Rağmen Mahkemece Fazla Mesai Ulusal Bayram Genel
Tatil Hafta Tatili Alacakları Yönünden Bu Talep Aşılmak Suretiyle En Yüksek
Banka Mevduat Faizine Hükmedilmesinin Hatalı Olduğu )
854/m.28
6098/m.402
ÖZET
: 1-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar
arasında uyuşmazlık vardır.
Somut
olayda, işveren tarafından dosyaya davalı işçiye ait imzalı ve fazla mesai
tahakkuku içeren ve ihtirazi kayıtta taşımayan bordrolar sunulmuştur. Fazla
mesai hesabı yapılırken bu bordroların ait olduğu aylar fazla mesai hesabından
dışlanması gerekirken, bu ödemelerin fazla mesai hesabından mahsubu yerinde
olmamıştır.
2-Taraflar
arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde fazla mesai ücretlerinin temel
ücret içinde olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Söz konusu hükmün geçerli
olduğu dikkate alınarak fazla mesai hesabı yapılmalıdır. Bu hesaplada 4847
Sayılı İş Kanunu'ndaki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında
çalışan davacı gemiadamına uygulanma imkanı olmadığı, burada temel sınır olarak
Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesinin öngördüğü, azami çalışma süresi günde
14, haftada 72 saati geçemez esasının kabul edilmesi ve 7 günü dahil 72 saate
kadar olan çalışmada 48 saatten 72 saatte kadar olan fazla çalışma ücretinin,
asıl ücrete dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
Davacı gemiadamının sözleşme dönemindeki çalışmasında haftalık 72 saati geçen
kısım var ise fazla mesai ücretinin ayrıca hesaplanıp hüküm altına alınması
gereklidir.
3-20.04.1967
tarih ve 854 Sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesine göre bu kanuna göre
tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar,
fazla saatlerde çalışma sayılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında yapılacak fazla
çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına
düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az
olamayacağı düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarih ve 6098 Sayılı Türk Borçlar
Kanunu'nun 402. maddesinde fazla mesai alacağının % 50 zamlı hesaplanacağı
düzenlenmişse de, Deniz İş Kanunu kapsamında deniz taşıma işlerinde çalışan
işçilere Deniz İş Kanunu hükümlerinin genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar
Kanunu karşısında uygulanma önceliği vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 180
Sayılı sözleşmesine ek olarak çıkarılmış olan 187 Sayılı tavsiye kararının
“Gemi Adamlarının Ücretleri” başlıklı II. bölümünün 3. maddesinin (c) bendinde
fazla çalışmanın saat başına ödenecek temel ücretin 1,25'inden az olmamak üzere
yasal düzenlemeler veya toplu sözleşmelerle belirleneceği belirtilmiştir. Buna
göre hesaplama % 25 zamlı ücretle yapılmalıdır.
Somut
uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesabı
yapılırken, % 25 zamlı ücret yerine %50 zamlı ücretin dikkate alınması
hatalıdır. Kaldı ki, hesap ve talep dönemi de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun
yürürlük tarihinden önceye ilişkin olduğundan herhalükarda fazla çalışma
ücretinin %25 zamlı hesaplanması gerekirken %50 zamlı hesaplanması kabule göre
de hatalı olmuştur.
4-Fazla
mesai hesabı yapılırken 6 gün çalışılıp 6 gün dinlenme şeklindeki çalışma
sisteminde ayda 72 saat çalışıldığı belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada 72
saat yerine 74 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapılması da hatalıdır.
5-Davacının
yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı ve var ise hesabı konusunda da
taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı son ücret bordrosu ile
yıllık izin ücreti tahakkuku yapıldığı ve bu miktarın, davacının ücreti
üzerinde haciz bulunduğundan icra dairesine yatırıldığını savunmuş ve buna
ilişkin bordro ve ödeme kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda bu ödeme
araştırılarak yıllık izin ücreti hesabından ödemenin mahsup edilmesi
gereklidir.
6-Davacı
tarafından kıdem tazminatı ve ikramiye dışındaki alacaklara yasal faiz talep
edilmiş olmasına rağmen mahkemece fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta
tatili alacakları yönünden bu talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat
faizine hükmedilmesi de hatalıdır.
DAVA
: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen
incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde
olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
: Davacı İsteminin Özeti:
Davacı
vekili, davacının davalı işyerinde 24/01/2004 tarihinden iş akdinin davalı
tarafından feshedildiği 24/09/2008 tarihine kadar aralıksız palamarcı olarak
çalıştığını, davacının son aylık ücretinin 1.170,00 TL olduğunu ayrıca 2 öğün
yemek, haftalık kumanya ile 3 ayda bir yarım maaş ikramiye verildiğini,
davacının son iki yıla kadar 7 gün 24 saat çalıştığını, son iki yılda ise 6 gün
çalışıp 6 gün çalışmadığını, davacının resmi ve dini bayramlarda da aynı
şekilde çalıştığını, davacının son iki yıla ait ikramiye alacağının
bulunduğunu, davacının sendikaya üye olması nedeniyle işten çıkarıldığını iddia
ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, resmi ve dini bayram ücreti, ikramiye
alacağının faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen
dava da aynı gerekçeler ile fazla mesai ve hafta tatili ve yıllık izinlerini
kullanmadığından bahisle yıllık izin ücreti talep etmiştir.
Davalı
Cevabının Özeti:
Davalı
vekili, davacının iş akdinin Deniz İş Kanununun 14/1 maddesine göre haklı
sebeplerle feshedildiğini, 23/01/2004 tarihinden itibaren davalı işyerinde
çalışan davacının işyerinde iş disiplinine uygun olmayan disiplinsiz tutum ve
davranışlar sergilediğini, uyarılmasına rağmen davacının hareketlerine devam
etmesi nedeniyle iş akdinin ihbarsız ve önelsiz feshedildiğini, davacının
sendika üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğine ilişkin iddianın
gerçeği yansıtmadığını, davacının davalı işyerinde maktu ücret esasına göre
çalıştığını ve işyerinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, İş
sözleşmesinde de davacının belirlenen ücretine fazla mesai ücreti, ulusal
bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığını da kapsadığını, davacıya haklarının
imzalı ücret bordroları ile ödendiğini, ayrıca davacının 7 gün 24 saat şeklinde
çalıştığına ilişkin iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, savunarak
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme
Kararının Özeti:
Mahkemenin
kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti
alacaklarının kabulüne, ikramiye ve yıllık izin ücreti taleplerinin reddine
ilişkin kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2014 tarih
ve 2012/32889 esas 2014/26028 karar sayılı ilamı ile; “Dosya içerisindeki fesih
bildiriminde davacının Deniz İş Kanuna tabi olarak çalıştığı açıkça
belirtilmiştir. Yine dosya içindeki iş sözleşmesi ile gemi adamı belgesine göre
davacının usta gemici olarak çalıştığı tartışmasızdır.
Somut
bu hukuki ve maddi olgulara göre davacı gemi adamının davalıya ait gemide deniz
taşıma işinde çalıştığı, bu nedenle 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında
kalmadığından talep edilen ve hüküm altına alınan tazminat ve işçilik
alacaklarının 4857 Sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca belirlenmesi hatalıdır.”
gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına
uyulmuş, dosya bilirkişiye verilerek bilirkişi raporu doğrultusunda temyize
konu alacakların kısmen kabul kısmen redde ilişkin hüküm kurulmuştur.
Temyiz
Başvurusu:
Kararı,
taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-)Dosyadaki
yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere
göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz
itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Fazla
çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
Fazla
çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret
bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan
bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka
anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda
görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla
çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı
gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla
çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık
beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel
bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin
niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı
ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi
tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün
değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki
ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın
ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız
olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı
belge ile kanıtlaması gerekir.
İmzalı
ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi
tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün
değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki
ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın
ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı
ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge
ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması
gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması
halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve
ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut
olayda, işveren tarafından dosyaya davalı işçiye ait imzalı ve fazla mesai
tahakkuku içeren ve ihtirazi kayıtta taşımayan bordrolar sunulmuştur. Yukarıda
yapılan açıklamalar doğrultusunda fazla mesai hesabı yapılırken bu bordroların
ait olduğu aylar fazla mesai hesabından dışlanması gerekirken, bu ödemelerin
fazla mesai hesabından mahsubu yerinde olmamıştır.
3-)Taraflar
arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde fazla mesai ücretlerinin temel
ücret içinde olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Söz konusu hükmün geçerli
olduğu dikkate alınarak fazla mesai hesabı yapılmalıdır. Bu hesaplarda 4847
Sayılı İş Kanunu'ndaki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında
çalışan davacı gemi adamına uygulanma imkanı olmadığı, burada temel sınır
olarak Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesinin öngördüğü, azami çalışma
süresi günde 14, haftada 72 saati geçemez esasının kabul edilmesi ve 7 günü
dahil 72 saate kadar olan çalışmada 48 saatten 72 saatte kadar olan fazla
çalışma ücretinin, asıl ücrete dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözden
kaçırılmamalıdır. Davacı gemi adamının sözleşme dönemindeki çalışmasında haftalık
72 saati geçen kısım var ise fazla mesai ücretinin ayrıca hesaplanıp hüküm
altına alınması gereklidir.
4-)20.04.1967
tarih ve 854 Sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesine göre bu kanuna göre
tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar,
fazla saatlerde çalışma sayılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında yapılacak fazla
çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına
düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az
olamayacağı düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarih ve 6098 Sayılı Türk Borçlar
Kanunu'nun 402. maddesinde fazla mesai alacağının % 50 zamlı hesaplanacağı
düzenlenmişse de, Deniz İş Kanunu kapsamında deniz taşıma işlerinde çalışan
işçilere Deniz İş Kanunu hükümlerinin genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar
Kanunu karşısında uygulanma önceliği vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün
180 Sayılı sözleşmesine ek olarak çıkarılmış olan 187 Sayılı tavsiye kararının
“Gemi Adamlarının Ücretleri” başlıklı II. bölümünün 3. maddesinin (c) bendinde
fazla çalışmanın saat başına ödenecek temel ücretin 1,25'inden az olmamak üzere
yasal düzenlemeler veya toplu sözleşmelerle belirleneceği belirtilmiştir. Deniz
İş Kanunu'nun yukarıda belirtilen hükmü uluslararası düzenlemelere de uygun
düşmektedir. Buna göre hesaplama % 25 zamlı ücretle yapılmalıdır.
Somut
uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesabı
yapılırken, yukarıda açıklandığı üzere, % 25 zamlı ücret yerine %50 zamlı
ücretin dikkate alınması hatalıdır. Kaldı ki, hesap ve talep dönemi de 6098
Sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlük tarihinden önceye ilişkin olduğundan
herhalükarda fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanması gerekirken %50
zamlı hesaplanması kabule göre de hatalı olmuştur.
5-)Fazla
mesai hesabı yapılırken 6 gün çalışılıp 6 gün dinlenme şeklindeki çalışma
sisteminde ayda 72 saat çalışıldığı belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada 72
saat yerine 74 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapılması da hatalıdır.
6-)Davacının
yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı ve var ise hesabı konusunda da
taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı son ücret bordrosu ile
yıllık izin ücreti tahakkuku yapıldığı ve bu miktarın, davacının ücreti
üzerinde haciz bulunduğundan icra dairesine yatırıldığını savunmuş ve buna
ilişkin bordro ve ödeme kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda bu ödeme
araştırılarak yıllık izin ücreti hesabından ödemenin mahsup edilmesi
gereklidir.
7-)Davacı
tarafından kıdem tazminatı ve ikramiye dışındaki alacaklara yasal faiz talep
edilmiş olmasına rağmen mahkemece fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta
tatili alacakları yönünden bu talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat
faizine hükmedilmesi de hatalıdır.
SONUÇ
: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı
BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,
15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz başarılı bir şekilde yöneticilerimize iletilmiştir. Denetimden geçtikten sonra en kısa sürede ilgili yazımızın altında görüntüleyebilirsiniz.